Sayın Çevre Dostları
40. yılını kutladığımız TÜRKİYE
ÇEVRE KORUMA KURUMU gelişen, büyüyen TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN önemli bir misyonu
taşıyan taşımakta olan bir sivil toplum kuruluşu dur. Çünkü yıllar önce de Sevgi ile yad ettiğimiz Rahmetli Kurucumuz
Selahattin Uzel de çok farklı bir düşünce ile bu kurumu kurmuş, Kuruma bir
daire bağışlamış, İlk ÇED raporlarına imza eden, İlk Rio çevre konferansına
katılan, İsminin başına Türkiye Konmasını sağlayan, Kamu yararına çalışan bir
kurum olduğu bakanlar kurulu kararı ile onaylatan gerçek bir doğa ve çevre dostuydu.
Kendisini bu vesile ile hayırla yâd ediyor, mekânının huzurlu olmasını
diliyoruz. . Tabiî ki 40 sene kısa bir
zaman değil, hele hele ismini, misyonununa uygun bir şekilde bu güne taşımakta
önemli, dolayısıyla bu zaman dilimi içinde gönül koyarak bu güne kadar başkan
veya üye olarak yönetim de bulunmuş her arkadaşımıza, destekleyicilerimize de
teşekkür ediyoruz.
Bu gün Yurt dışı görevi sebebiyle aramızda olamayan,
Çalışmaları ile kurumda bir çok projeye imza atan, başarı ile sonuçlandıran,
kurumun mobil Şubesi olarak tanımladığım GÜL Göktepe’ye de ayrıca teşekkür
ediyoruz. Bir Nükleerci nasıl Çevreci olur sorusunun dile getirildiğini çok
duydum. Ancak aynı kişinin hasta olduğun da röntgen çektirdiği gördüğümde ben
de sorusuna bir anlam verememiştim. Biz her değişen dünya şartları içinde insan
hayatını iyileştirici, doğaya saygılı projelere destek veren, aynı masa da bir
nükleerci ve rüzgâr enerjisini savunan yönetim kurulu üyesini bulunduracak
kadar cesur çevreci STK olduk. Her fikre açık demokratik ortamda siyaset üstü
bakışla “çevreyi tüketmeden yaşamsal mücadele” misyonumuz olmuştur.
Her geçen gün azalan sayımızın bundan böyle çoğalacağına inanmaktayım.
Çünkü çağımız da insanlar doğaya karşı hareket ettikçe, maalesef üzücü doğal
afetlerin oluşumu gerekli dersleri vermeye başladı. Doğa kendine acımayana asla
acımıyor. gücü tartışılamaz her zaman istediğini alıyor ve alacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder