29 Mayıs 2016 Pazar

ÇEVRE KORUMAK İÇİN KURULAN KURUM.ÇEVREYE ZARAR VEREN İCRAATYAPAR MI ?




“ KOYUN CAN DERDİNDE, KASAP ET DERDİNDE “
Bu söz sanki Şehirlerde kurulan SU VE KANALİZASYON kuruluşları için söylenmiş, şehirlerde yoğunluk artıkça ÇEVRE KİRLİLİĞİ endişesiyle ÇEVREYİ YAŞANIR KILMAK için kurulan, kanunla desteklenerek büyük yaptırım gücü olan İstanbul için İ.S.K.İ ,diğer il ve ilçelerdeki aynı maksatla kurulmuş olan farklı isimdeki kurumlar, gerçekte ÇEVREYİ KORUMA amacı ile kurulmalarına karşı, uygulamalarına hiç de öyle olmadığını çıplak gözle her bakan görebilir.Yaşam alanları kalabalıklaştığında yoğunluk sebebiyle fosseptiklerin sorun yaratacağı ön görüsüyle, kanalizasyon şebekesi projelendirerek evsel kanal atıklarını topluyorlar, yani mini problemleri birleştirerek büyük mecra yaratıyorlar. Başlangıçta söylenen toplanan bu atık sıvı mecrasını bir arıtmada çevreye, insan sağlığına zararsız bir sıvı haline gelmesini sağlayarak, kullanıma başlamadan önceki niteliği kazandırılarak doğaya geri bırakılacaktır. Bunun içinde kullanılan su faturalarından, atık su bedeli ilgili kurum tarafından sorgusuz sualsiz alınır. Bunda asıl olan vatandaştan alınan atık su bedelinin bütçeye katılmasıdır. Bu kanun desteği ile kurulan kurumların denetimini kim yapar belli değil, son yapılan uygulamalar gösteriyor ki her ne kadar ÇEVREYİ KORUMA amaçla kurulan bu kurumlarda hızla amaç sapması var. Atık su parası almaya devam ederek bütçelerini kabartıyorlar. Ancak ARITMA, GERİ KAZANMA konusunda problemler var. İskân alanları içinden geçen derelere bir tabela asarak, DERE İSLAH ÇALIŞMASI başlattığını söylüyorlar, bunun anlamı DERELERİN eskisi gibi temiz akmasını sağlamak olacakken, sonuçta DERELERİN ÜSTÜ BİLE KAPATILARAK kanala döndürüyorlar. Arıtma için yaşam alanlarından toplanan sular, yalnız kısmi filtre edilircesine parçacık açısından minimize edilerek bu derelere verilmektedir. Maalesef bunun adına da bu çağda ülkemizde ARITMA denilmektedir. Kısacası DERE İSLAH ÇALIŞMASI olarak başlayan çalışma, sonuçta dereyi yok ederek sonuçlanmakta, bunun için hiçbir yetkili kurum yoktur. Yani denetimsiz bir icraat vardır. Bu uygulama tüm Türkiye de farklı yörelerde devam etmektedir. Ancak beni ilgilendiren kısmı, belde de yaşıyor olmam sebebiyle ŞİLE beni daha çok ilgilendirmektedir.Son uygulamalarla İ.B.B bünyesinde BÜYÜK ŞEHİR sayılan,birer mahalle statüsüne bağlanan şile köylerinde hummalı bir şekilde  ivedilikle İ.S.K.İ  tarafından şeklen görsel,işlevsiz yapılan ARITMALAR için, faturalardan ATIK SU bedeli alınmaya başladığı halde,henüz çalışmaya başlamamış onlarca ARITMA TESİSİ görmek mümkün……..Bunun anlamı ise kıyı kenar çizgisinde denize  dökülen tüm derlerden kirli sular denize ulaşmaktadır…..ŞİLE kıyılarında şileliler ve şile dışından gelen binlerce insan denize girmektedir. Genelde de plaj alanları derelerin, akarsuların denize ulaştığı noktalardır. ÇEVREYİ KORUMA amaçlı başlatılan bir uygulama, gelecekte ŞİLE’Yİ içinden çıkılamayan bir kirlilik beldesi haline getirecektir.

ACİLEN …….ÇEVRE KORUMA İLE İLGİLİ YAPILAN BU TÜR UYGULAMALARI YAPAN KURULUŞLARIN DENETİMİ İÇİN ÖZEK,KANUNUN DESTEKLİ BİR OLUŞUM YARATILMALIDIR…..Yada belediyelerin tüm icraat yetkileri elinden alınarak,özel kuruluşlara verilmeli,belediyeler kanuna uygun icraat yapılıp yapılmadığını denetler olmalıdır……..ki bu en uygun yöntemdir……...Hem icraat,hem denetimin aynı kuruluşta olması olamaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder