“ KOYUN CAN DERDİNDE, KASAP ET
DERDİNDE “
Bu söz sanki Şehirlerde kurulan SU VE KANALİZASYON
kuruluşları için söylenmiş, şehirlerde yoğunluk artıkça ÇEVRE KİRLİLİĞİ
endişesiyle ÇEVREYİ YAŞANIR KILMAK için kurulan, kanunla desteklenerek büyük
yaptırım gücü olan İstanbul için İ.S.K.İ ,diğer il ve ilçelerdeki aynı maksatla
kurulmuş olan farklı isimdeki kurumlar, gerçekte ÇEVREYİ KORUMA amacı ile
kurulmalarına karşı, uygulamalarına hiç de öyle olmadığını çıplak gözle her
bakan görebilir.Yaşam alanları kalabalıklaştığında yoğunluk sebebiyle
fosseptiklerin sorun yaratacağı ön görüsüyle, kanalizasyon şebekesi
projelendirerek evsel kanal atıklarını topluyorlar, yani mini problemleri
birleştirerek büyük mecra yaratıyorlar. Başlangıçta söylenen toplanan bu atık sıvı
mecrasını bir arıtmada çevreye, insan sağlığına zararsız bir sıvı haline
gelmesini sağlayarak, kullanıma başlamadan önceki niteliği kazandırılarak
doğaya geri bırakılacaktır. Bunun içinde kullanılan su faturalarından, atık su
bedeli ilgili kurum tarafından sorgusuz sualsiz alınır. Bunda asıl olan
vatandaştan alınan atık su bedelinin bütçeye katılmasıdır. Bu kanun desteği ile
kurulan kurumların denetimini kim yapar belli değil, son yapılan uygulamalar
gösteriyor ki her ne kadar ÇEVREYİ KORUMA amaçla kurulan bu kurumlarda hızla
amaç sapması var. Atık su parası almaya devam ederek bütçelerini kabartıyorlar.
Ancak ARITMA, GERİ KAZANMA konusunda problemler var. İskân alanları içinden
geçen derelere bir tabela asarak, DERE İSLAH ÇALIŞMASI başlattığını söylüyorlar,
bunun anlamı DERELERİN eskisi gibi temiz akmasını sağlamak olacakken, sonuçta
DERELERİN ÜSTÜ BİLE KAPATILARAK kanala döndürüyorlar. Arıtma için yaşam
alanlarından toplanan sular, yalnız kısmi filtre edilircesine parçacık
açısından minimize edilerek bu derelere verilmektedir. Maalesef bunun adına da
bu çağda ülkemizde ARITMA denilmektedir. Kısacası DERE İSLAH ÇALIŞMASI olarak
başlayan çalışma, sonuçta dereyi yok ederek sonuçlanmakta, bunun için hiçbir
yetkili kurum yoktur. Yani denetimsiz bir icraat vardır. Bu uygulama tüm
Türkiye de farklı yörelerde devam etmektedir. Ancak beni ilgilendiren kısmı,
belde de yaşıyor olmam sebebiyle ŞİLE beni daha çok ilgilendirmektedir.Son
uygulamalarla İ.B.B bünyesinde BÜYÜK ŞEHİR sayılan,birer mahalle statüsüne
bağlanan şile köylerinde hummalı bir şekilde
ivedilikle İ.S.K.İ tarafından
şeklen görsel,işlevsiz yapılan ARITMALAR için, faturalardan ATIK SU bedeli
alınmaya başladığı halde,henüz çalışmaya başlamamış onlarca ARITMA TESİSİ
görmek mümkün……..Bunun anlamı ise kıyı kenar çizgisinde denize dökülen tüm derlerden kirli sular denize
ulaşmaktadır…..ŞİLE kıyılarında şileliler ve şile dışından gelen binlerce insan
denize girmektedir. Genelde de plaj alanları derelerin, akarsuların denize
ulaştığı noktalardır. ÇEVREYİ KORUMA amaçlı başlatılan bir uygulama, gelecekte ŞİLE’Yİ
içinden çıkılamayan bir kirlilik beldesi haline getirecektir.
ACİLEN …….ÇEVRE
KORUMA İLE İLGİLİ YAPILAN BU TÜR UYGULAMALARI YAPAN KURULUŞLARIN DENETİMİ İÇİN
ÖZEK,KANUNUN DESTEKLİ BİR OLUŞUM YARATILMALIDIR…..Yada belediyelerin tüm icraat
yetkileri elinden alınarak,özel kuruluşlara verilmeli,belediyeler kanuna uygun
icraat yapılıp yapılmadığını denetler olmalıdır……..ki bu en uygun yöntemdir……...Hem
icraat,hem denetimin aynı kuruluşta olması olamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder